AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek, yaklaşan 6 Şubat depreminin yıl dönümü öncesi dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
AK Parti Konya Milletvekili Akyürek, 6 Şubat depremi sonrasında yapılanlar ve yapılacak olanlar ile ilgili bilgiler paylaştı.
Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Akyürek, deprem ile ilgili önlemlerin alınmış olması gerektiğini söyledi.
Akyürek’in açıklamaları şöyle:
“6 Şubat depremiyle 11 vilayetimizde doğrudan 14 milyonumuzu etkileyen tarihimizin en büyük felaketini yaşamış olduk. Türkiye büyük bir deprem ülkesi, son yüzyılda özellikle 60’tan fazla yıkıcı depreme muhatap olduk.
Belki 150 bine yakın insanımızı kaybettik ve birinci ve ikinci derece deprem bölgesi olan topraklarımızın oranı yüzde 60’tan fazla, dolayısıyla bu konuda birçok önlemin hep birlikte hayata geçirilmesi gerekiyordu.
Fakat belediye başkanlığı yapmış bir kişi olarak söyleyeyim; Mevzuat 2000’li yıllara kadar bu konuda yetersizdi, daha sonra mevzuatta değişiklikler yapıldı. Belediye Kanunu, İskân Kanunu, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Kooperatifler Kanunu gibi düzenlemelerle mevzuatımız aslında depreme hazırlık açısından yeterli hâle getirildi.
6 Şubat depreminde 680 bin bağımsız bölümden oluşan konut ve 170 bin iş yerinin yıkıldığını görüyoruz. O günden sonra çok hızlı bir çalışmayla, ilk altı ayda 180 bin konut ve sonraki süreçte de 307 bin konut, 250 bin civarında da yerinde dönüşümle ilgili çalışma başlatılarak çözüm üretilmeye gayret gösterildi.
1 ve 6 Şubat tarihleri arasında, yapımı tamamlanan 46 bin konutun kuraları çekilecek ve hak sahiplerine teslim edilecek. Ayrıca, yapımı devam eden konutların yanında, yerinden dönüşümle ilgili de çok ciddi destekleri Hükûmetimiz açıkladı.
Malumunuz, konutlarda ve köy evlerinde 750 bin lira hibe, 750 bin lira faizsiz, çok uzun vadeli krediyle yerinden dönüşüme de büyük bir destek oluşturulmaya gayret gösteriliyor. Tabii, yerinden dönüşümde ve kentlerimizin afetlere dayanıklı hâle getirilmesinde sadece mevzuatta yapılan düzenlemeler yeterli değildir.
Bu konuda yerel yönetimlere de önemli sorumluluklar düşmektedir. Özellikle, yerel yönetimler uygun olmayan alanlara, dere yataklarına, depremde problem olacak alanlara imar çalışmalarında çok dikkat etmeli ve asla buralarda imar vermemelidir.
Bugüne kadar yerel yönetimlerde, genel olarak Türkiye’de, 2000’li yıllara kadar bu konuda hassasiyet gösterilmediğini biliyoruz.
Son düzenlenen düzenlemeyle, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının da kurulmasıyla bir taraftan AFAD, bir taraftan Çevre Şehircilik Bakanlığı ve ona bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığıyla bundan sonra afetlere karşı daha da güçlü bir şekilde dirençli şehirler oluşturulmasında önemli bir adım atılmış oldu. Cenab-ı Hak ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun.”